Sevgili okurlar, bu ay sizlere geçen ayda anlattığım kısadan hisse örneklemelerine devam ederek başlamak istiyorum. Sohbet havasında hepimizin sık karşılaştığı olayların kaynağındaki anlayışı irdelemeye çalışacağız.
Toplumlarda bazı tabular vardır nasıl var oldukları, yararları, kim ve kimler tarafından hangi amaçla ayakta tutulduklarına bakmaksızın doğuştan kabul ederiz. Sorgulanmayan her anlayış zinciri kırılamayan bir alışkanlığa dönüşür. Bu alışkanlıklar bir süre sonra gerek sosyal, gerek kültürel ve ekonomik alanlarda bir kültür olarak kendini dayatmaya başlar.
Bu dayatmalar anlamını bilemediğimiz negatif öğreti ve kabullenmiş çaresizlik olarak içimize kök salmaya, kök saldıkça da yeninin ve gelişimin düşmanı olmaya başlar. Toplumsal gelişimin en büyük engellerinden biri olan kabullenmiş çaresizlik, bizi çare aramaktan alıkoyan güçlü negatif alışkanlıkla idare etmeye başlar.
İşte aşağıda örneğini vereceğimiz beş maymun hikâyesinde hemen her alanda karşılaştığımız güzel bir hikâye vardır.
Bir kafese beş maymun Koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de iple bir kangal muz asılır. Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan uzerine soğuk su sıkılır.
Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de biraz önce diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur.
Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir sure sonra muzlara doğru hareketleneni diğer maymunlar engellemeye baslar.
Su kapatılıp maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. İlk yaptığı is, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.
Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiç bir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.
Sonra en bastaki ıslanan maymunların dördüncü ve besincisi de yenileriyle değiştirilir ama tepelerinde o bir kangal muz hala asili olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır.
Neden mi?
Çünkü burada isler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir!!!
Çaresizliğe çare olabilme mücadelesini, tarihsel gelişim sürecinin her alanında görürüz. Her bir kazanım, başta bu tabuların ve olumsuzluk kültürlerinin yıkılması ile başlamış, yerine yenisinin konulmasıyla sağlanabilmiştir.
İş dünyasından sosyal ve aile hayatına değin sıkça karşılaştığımız bu durumlar, bireyin ve toplumların bu alışkanlıklardan kurtulmadan asla başarılı olamayacağını bizlere göstermiştir.
Ya maymun olup diğerleri gibi hayatımızdan memnun olmayı sürdürüp, var olan verimsiz düzenin en ateşli savunucusu kesilip, karşı çıkanı da mantıklı ve haklı hiçbir neden olmaksızın engellemeye ve aşağılamaya devam eder;
Ya da sınırları zorlayarak merdivene tırmanma cesaretiyle yeniyi güzeli ve başarıyı elde ederiz.
İnanılmaz kurtuluşlar en dayanılmaz çaresizliklerle boğuştuğumuz anda gelir.